Fotoğraf 1980 yılının 18 Mayısında patlayan ve 57 kişinin ölümü ile sonuçlanan St. Helen Yanardağı’nın patlama anından hemen sonrasını ölümsüzleştiriyor.
St. Helen Yanardağı 19. yüzyılın ortalarında bir kez patlayan, tekrar patlayacağı da herkes tarafından bilinen bir yanardağ imiş. 1980’nin başlarında ise yanardağın faaliyetlerini takip eden otoriteler patlamanın olacağını öngörmüş ve dağın etrafındaki yerleşim yerlerini boşaltmaya başlamışlar. Bu fotoğrafı çeken fotoğrafçı Richard Lasher de fırsat bu fırsat demiş ve Yamaha motosikletini Pinto arabasının arkasına bağlayıp yola koyulmuş. Yanardağın yakınlarında bir oda kiralayan Richard, ekipmanları hazırlarken uzun bir gece geçirip biraz geç uyumak zorunda kalmış ve bu nedenle de ertesi gün planladığından birkaç saat geç yola çıkmış, planına göre araba ile belirli bir yere kadar ilerleyecek sonra da motosiklete atlayıp ormanların içindeki patika yollardan tırmanarak dağın yakınlarındaki Spirit Lake isimli göle ulaşacak, yanardağı oradan gözlemleyecekmiş (ne akla hizmetse). Yalnız, işler planlandığı gibi gitmemiş. Richard henüz yolundayken St. Helen korkunç bir şiddet ile patlayıverip, etrafındaki her şeyi yakıp yıkıp, küle boğmuş, 57 kişiyi öldürmüş ve 1 milyar dolarlık zarar vererek ABD tarihinin en yıkıcı yanardağ patlaması olarak tarihe geçmiş. Öyle ki fotoğrafta gördüğünüz bulut ile birlikte gökyüzüne taşınan küllerden bir kısmı jetstreame kapılıp dünyayı dolaşmış.
Tam o anlarda Richard arabasını durdurup kendini dışarıya atmış, yakınındaki yamaca doğru tırmanıp bu anı ölümsüzleştirmek istemiş ve bunun ölmeye bile değeceğini, kendisi ölürse en azından birilerinin kamerayı bulup fotoğrafları alabileceği düşüncesiyle harakete geçmiş. Bu fotoğraf da çektiği ilk fotoğrafmış.
Anlaşılan o ki, o şok etkisinden sonra Richard kendine gelmiş, arabaya atlamış ve ters yöne doğru sürmeye başlamıştır, kısa süre içerisinde de gaz bulutuna yakalanmış. Neredeyse hiçbir şey görmeden ilerelemeyi başaran Richard’ın arabası dumandan boğulmuş ve o noktada motosiklet ile devam ederek sonradan açıklanan raporlara göre patlama sonrasında sıcaklığın 360 °C’yi bulduğu o bölgeden çıkarak, kiraladığı odaya ulaşmayı bir şekilde başarmıştır. Önceki gün geç uyuması, patlamadan sonra kendisinden geriye hiçbir şey kalmayan Spirit Lake’e ulaşamamasına yol açtığı için kaçınılmaz olan ölümünden kurtulan sonrasında da mucizevi bir şekilde hayatta kalan bu beyefendi hiç çekinmemiş, ertesi gün uyandığında da artık “yüksek tehlikeli/girişi yasak bölge” ilan edilen bölgeye geri gidip tekrar fotoğraf çekmeye çalışmıştır. Bunu yaparken de bir helikopter devriyesi tarafından tespit edilip tutuklanmış, iki gün boyunca da kimseyle konuşmasına izin bile verilmeden nezarette kalmıştır. Oradan çıktıktan sonra yine bir şekilde geri gidip motosikletini ve daha sonraları da arabasını geri aldığını da aktarmıştır.
İlginç olan başka bir detay ise aynı gün başka iki fotoğrafçının da benzer durumlarda kalması ve aynı düşüncelerle haraket etmeleri; bunlardan birinin de hayatının son dakikalarını bu patlamayı fotoğraflayarak geçirmesi ve hatta kamerayı ve filmi çantasına güzelce yerleştirdikten sonra da onları korumak adına üzerlerine yatarak ölmeyi beklemesidir. Robert Landsberg isimli bu fotoğrafçı Richard kadar şanslı değildir, kurtarma ekipleri tam 17 gün sonra yanmış bedenini bulacaktır, tam altında da korumayı başardığı ve sonraları jeologlara o anları inceleyebilmeleri adına değerli bir kaynak haline gelen kayıtlar ile birlikte. Hem onun hem de burada bahsetmediğim diğer fotoğrafçının son fotoğraflarını içeren bir linki kaynak olarak paylaşıyorum(3. link).
Robert Kamerası

Kaynak:
1- Richard: https://www.hemmings.com/…/the-story-behind-that-photo…
2- Robert: https://petapixel.com/…/photographer-died-protecting…/
3- https://vintagenewsdaily.com/photographers-brave-final…/
Yorumlar
Loading…